Para birimlerinin birbirleri ile olan ilişkisinden bahsetmiştik. Bu yazımızda da önceki makalelere ek olacak bilgileri paylaşmaya çalışacağız.
Ülkelerin para basma hakkı var, peki neden para basarak borçlarını ödemiyorlar yada öderlerse sonucu ne olur? Neden memur maaşları gibi giderler için para basma yolu çok yanlış?
Bir ülkenin parasının değeri o paraya olan taleple doğrudan alakalıdır. ABD gibi ülkelerin para birimlerine talep de oldukça fazladır. Peki TL’ye talep neden azdır? Bunun en önemli sebebi convertible dediğimiz durumdur. Convertible demek uluslarası piyasalarda değişime tabii olmaktır.
Paranın Fonksiyonları (İşlevleri):
- Değişim aracı olması
- Değer ölçüsü olması
- Yatırım ve tasarruf aracı olması
- Ekonomi politikası aracı olması
Paranın işlevi üstte yer almaktadır. Uluslarası alanda değişim aracı olma özelliği oldukça önemlidir. Eğer paranızın değişim değeri az ise ne ticarette ne de tüketimde bu para birimini kullanmakta sıkıntı çekersiniz.
Paranızın değerini azaltan bu duruma ek olarak, borçlarınızı ödemek için para basarsanız, karşınıza daha da fazla değer kaybıyla gelecektir. Para miktarı arttıkça değeri düşer, az olan değerlidir prensibine göre, borçlarınızı ödemek için para bastığınızda sadece miktarı artırır ama değerini düşürürsünüz.
Para basmak ABD gibi ülkelerde olumlu sonuçlar doğurabilir ancak bu ülkelerde de kısa vadede sonuç getirirken uzun vade de getirisi kaybolacaktır.
Bu yazımıza ek olarak bazı bilgileri de paylaşmak isterim. Örneğin dolar paradoksu olarak bilinen bir olay var. Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda abd-kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir.Abd ve Kanada malumdur ki para birimi olarak ‘
dolar‘ kullanmaktadırlar. yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler.
şöyle ki:
kanadalılara göre: 1 abd doları= 90 kanada senti,
amerikalılara göre ise: 1 kanada doları= 90 abd senti.
bir amerikalı, cebindeki 1 dolarla dolaşmaya çıkar. bir ara karnı acıkır ve simit alır (amerikan simidi!). simidin fiyatı 10 senttir. cebindeki 1 doları verir. simitçi bozuk para ararken cebinin bir köşesinde 1 kanada doları bulur, onu verir (90 sente eşit ya!).
derken sınırı yürüyerek geçer ve kanada da dolaşmaya başlar. kaleme ihtiyacı olduğunu hatırlar. girer bir kırtasiyeciye. kalemin fiyatı da 10 kanada sentidir. cebindeki 1 kanada dolarını verir. kırtasiyeci de para üstü olarak 1 abd doları verir. oradan da ayrılıp evine döner.
sonra düşünmeye başlar:
“yahu sabah evden çıkarken cebimde 1 abd dolarım vardı, şimdi de 1 abd dolarım var. peki, simitle kalemin parasını kim verdi?”
Daha kısaca özetlersek, diyelim ki siz para birimine sahipsiniz ve bu paradan 1 tane var. Sadece 1 adet olan bu paranın değeri 10 dolar olsun. Daha sonra siz para basmaya karar veriyorsunuz ve parayı 2 adete çıkarıyorsunuz. Toplamda 2 adet paranız var ve 2’sinin toplam değeri 10 dolar. Artık 1 adet paranız 5 dolar oldu. adet sayısını 5’e çıkarırsanız her bir adet para 2 dolar olacaktır. Toplamda yine 10 dolarınız var.
Görüldüğü üzere toplam değer değişmezken paranızın birim değeri giderek azaldı ama miktarı arttı. Para basmadan önce 6 dolar borcunuz varsa, son durumda 3 adet para birimi vermek zorundasınız. Bu adet sayısı ister 6 olsun ister 30, miktarın bir önemi yok.
Peki bu 10 dolar nasıl artırılır?
Ülkeler üretim fazlası vererek yada hizmet sektörü sayesinde gelir elde edebilir. Örneğin 15 dolarlık mal sattınız ve 12 dolarlık mal aldınız. İhracattan ithalatı çıkardığınızda 3 dolarlık kazanım elde etmiş olursunuz. Mevcut paranız 10 dolarsa artık 13 dolar olmuştur. Artık 3 dolarlık daha para basarak para değerini eski haline getirebilirsiniz. Böylece değeri azalmadan miktarı artırabilirsiniz. Tabi borcunuz varsa direk olarak borcunuzu ödeyebilirsiniz.