Faiz ve Enflasyon İlişkisi ile Faiz Artmalı mı Azalmalı mı?
Bir önceki ekonomi yazımızda, para birimlerinin birbirlerine olan etkilerinden bahsetmiştik. Bugün ise faiz ve enflasyon ilişkisinden bahsedeceğiz.
Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın faizler inmeli açıklaması bulunmakta. Bu açıklamaları sıklıkla yapmakta ve Merkez Bankasını eleştirmekte. Peki neden faizler inmeli diye baskı yapılıyor? Faizler, enflasyonun sebebi mi yoksa sonucu mu? Faizler inerse ne olur, çıkarsa ne olur? Gelin bu soruların cevaplarına hep beraber bakalım.
Faiz, ödünç verilen paranın kirasıdır. Nasıl bir evi kiralarsak ve karşılığında kira olarak para alırsak, faizde de aynı durum geçerlidir. Sermaye sahipleri bankaya giderek mevduat hesabına para yatırlar. Buna karşılık belli oranda faiz geliri elde ederler. Böylece para miktarlarında artış olur.
Şimdi bu kısımda önemli bir husus var. Bankaların işleyişini anlamak lazım. Bankalar bir nevi esnaf gibi faaliyet yürütür. Esnaflar toptancıdan yüklü miktarda mal alırlar ve bu sayede daha ucuza alım yapabilirler. Karşılığında ise kar payı koyarak satarlar. Sattıkları her maldan kar elde ederek kazanç sağlarlar.
Bankalarda aynı mantıkla çalışır ama ufak farklarla. Öncelikle paraya ihtiyaçları vardır. Para ihtiyacını karşılamak için müşterilerine faiz vereceğini beyan eder. Mevcut piyasa koşullarından yola çıkarak bir faiz oranı belirler ve uygular. Örneğin bu faiz oranı %10 olsun.
Banka verdiği faiz sebebiyle bilançosuna gider yazdı. Müşterisine daha fazla para vermeyi kabul etti. Ancak karşılığında para kazanması ve bu kazancı ile giderini karşılaması lazım. Bu sebeple bankalar kredi vermeye başlarlar. Kredi talep eden kişilere veya firmalara hatta devletlere borç para verirler. Karşılığında ise faizi ile geri alırlar.
Bankaların aldığı faiz daima verdiği faizden yüksektir. Bu sebeple yukarıdaki örnekte %10 olarak verilen faiz karşılığında en az %10’dan büyük oranda faiz kazancı elde etmeli. Kredi alacak olan kişiler %10’un altında kredi alamazlar.
Yani bankalar daha az faizle para alıp daha fazla faizle para vererek kazanç elde eder. %10 faizle para alan banka %15 faizle kredi verirse aradaki %5’lik kısım bankanın karı olacaktır.
Faizin ne olduğunu ve bankalarda nasıl işlediğini anladık peki enflasyonun etkisi nedir?
Faiz para miktarını belirlerken enflasyon para değerini belirler. Negatif faiz gibi durumları saymazsak, pozitif anlamda faiz para miktarını artırır. Enflasyon ise mevcut miktarın alım gücü ile alakalıdır.
İşte bu noktada insanların kafası karışabiliyor. Küçük bir örnekle durumu özetleyelim. Örneğin 100 lira paranız var ve paranızı faize yatırdınız. Faiz oranı %10 ‘sa sizin alacağınız para 110 lira olacaktır.
Peki 100 lira paranız %10 enflasyonla ne olur?
100 liranız varsa, enflasyonla beraber yine 100 lira olacaktır. Para miktarı aynı ama artık 100 lira ile 90 liralık mal alabilirsiniz. İşte mesele bu, enflasyon para miktarına etki etmiyor peki faizle enflasyon aynı anda olursa ne olur?
Faizi artı, enflasyonu eksi kabul edin. Yukarıda verilen 100 lirayı yine örnekte kullanalım. %10 faiz ve %10 enflasyon varsa, vadesi geldiğinde 110 lira para alırız ve bu para 100 liralık alım gücüne sahip olur. Yani paranız arttı ama alım gücünüz aynı kaldı. O zaman ortaya reel faiz dediğimiz durum çıkmakta. Bir faiz oranını belirleyecek isek enflasyondan arındırılmış halini hesaplamamız gerekecektir.
Faizin bir yatırım aracı mı yoksa değer koruma aracı mı olacağı da bu noktada önemli. İnsanlar parasının değerini korumak için faize yatıracaksa, enflasyon oranı kadar faiz yeterli olacaktır ancak insanların büyük bir kısmı yatırım yapmak amacıyla paralarını değerlendirmek isterler. Bu durumda enflasyon oranının üzerinde bir faiz gerekmektedir.
Bu noktaya kadar genel durumu değerlendirdik. Şimdi gelelim Cumhurbaşkanının faizler inmeli söylemine. Önce faizler çıkarsa ne olur ona bakalım.
Faizler yükselirse iki durum ilk etapta karşımıza çıkacaktır. Bir yandan yatırımlar azalır, bu durum üretim azalışına neden olur ve ürün miktarında azalma ile karşılaşılır. Mal miktarında yaşanan azalma talebi karşılamayacağı için fiyatlar yükselir. Karşımıza çıkan durum enflasyondur. Bunun yanında kurlarda yaşanacak gelişme de önemlidir. TL değer kazanır ve dolar,euro gibi para birimleri düşüşe geçer. İthalat ucuzlayacağı için ve ihracat daha az kazandıracağı için, iç piyasada mal miktarı artabilir, fiyatlar düşebilir. Hangisinin daha etkili olacağı apayrı bir konu.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Faizler düşerse ne olur?
Faizler düşerse TL muazzam değer kaybı yaşar. Bu değer kaybı sebebiyle dolar,euro gibi para birimleri oldukça hızlı yükselir. İthalatı, ihracatına göre daha fazla olan Türkiye’de, bu artış gerçekleşirse, ülkeye gelen malların fiyatlarında ciddi artış yaşanır. Fiyat artışı enflasyonla sonuçlanacaktır. Bunun yanında, TL değer kazanacağı için ve faizde parası olanlar paralarını çekip yeni yatırımlara yöneleceği için fiziki yatırımlar artabilir, bu sayede üretim artar ve fiyatlar düşebilir.
Görüldüğü üzere 2 durumda da enflasyonun artma ihtimali var. İki durumda da yatırımlar artabilir ve uzun vadede kazanç sağlanabilir. Şimdi bu 2 durumdan ne anlamamız gerekiyor?
Aslında önemli olan esnekliğin ne durumda olduğudur. Faiz azalırsa TL’nin değer kaybındaki şiddeti ölçmeliyiz ve aynı zamanda artacak yatırımın şiddetini ölmeliyiz. Yatırım artışı daha çok olacaksa faizlerin düşmesi olumlu olur ama maalesef kur esnekliği çok daha fazla olduğundan dolayı faizlerin inmesi mümkün değildir.
Türkiye’yi ele alalım. Zaten mevcut faiz oranı kur artışlarını karşılamıyor. Bu durumda faizler mevcut şartlarda zaten düşük kalıyor demektir. Buna rağmen yatırımlarda bir artış yaşanıyor mu? Yatırımların artması için tek kıstas faiz oranı değildir. O ülkenin hukuk yapısı, demokrasisi, alt yapısı, talebi, piyasalarının güveni gibi birçok etken vardır.
Örneğin siz bir kitap evi kurdunuz. Liselere hazırlanan öğrenciler için kitap bastınız. TEOG adı altında birinci, ikinci, üçüncü sınıf diye ayrı ayrı bastınız. Her bir ders için başka başka kitaplar bastınız. Kısacası tonlarca ağırlıkta kitabı nakliye aracılığı ile dağıttınız. Kırtasiyelere, kitapçılara bu kitaplar gönderildi ve satılma aşamasına gelindir.
Faizler düşmeli açıklamasını yapan cumhurbaşkanı bir TV kanalında bir gecede sistemi eleştirip, okulların açılmasını dahi dikkate almadan değişmeli kelimesini kurdu ve bir gün sonra TEOG kaldırıldı.
Şimdi siz ne yapacaksınız? Bastığınız o kadar kitap elinizde kalmayacak mı? Yaşanan bu zararı kim karşılayacak? Müfredat aynı olsa bile üzerinde TEOG yazan kitaba talep olacak mı?
Bir örnek daha verelim. Siz bir esnafsınız ve yüklü miktarda cam filmi aldınız. Hükümet bu cam filmlerini serbest bıraktığı için siz de bu alana yatırım yaptınız. Ciddi para harcadınız ve tam işe başlayacakken cam filmleri yeniden yasaklandı.
Peki sizin zararınızı kim karşılayacak? Sonrasında yeniden serbest bırakıldığı açıklandı, daha sonra kısmen serbest denildi ve ceza kesilmeyecek denildi. Ortada hala net bir şey yok. Peki bu saatten sonra cam filmi taktırmak isteyen olur mu? Bu alanda talep olmazsa, cam filmi satacak olan esnaf nasıl para kazanacak ve maliyetini çıkarabilecek?
Anlıyorsunuz değil mi? Maalesef yatırımlar sadece faizle alakalı değil. Faizler düşse bile OHAL ortamında olan, siyasi belirsizliği yüksek olan, sürekli seçim ekonomisine dayalı, hukuk ve demokrasi alanında tartışmaların olduğu, güvenlik sorunu olan bir ülkede yatırım olur mu? Olursa ne kadar olur?
Benim tek sorum paramizi nerde kullanmalıyız nereye nasil değerlendirip para bağlamalıyız
Hepimizin ortak merakıdır bu sorunun cevabı. Maalesef net bir cevabı yok ancak ne yapılmamalının cevabı belli. Örneğin paranızı faize yatıracaksanız, faiz oranının enflasyon oranından daha yüksek olmasına dikkat etmelisiniz. Döviz alacaksanız, al sat makas aralığına ve vergi miktarına dikkat etmelisiniz.
Uzun zamandır en ideal yatırım döviz yada altın alıp kenarda bekletmek. Gerçi bu yatırımdan ziyade paranızın değerini korumakla ilgili.