1917 yılında gerçekleşen, Vladimir Lenin’in “emek, barış, özgürlük” sloganı altında ve 1905 devriminin devamı niteliğinde gerçekleşmiştir. 1905 devrimi bir halk hareketi olarak başlamışken, 1917 devrimi ise bir parti düşüncesiyle yayılmıştır.
Ekim devrimi öncesinde Rusya’da mutlak bir düzen hakimdi. Çar sistemiyle yönetilen Rusya’da ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar hüküm sürmekteydi. Bu sıkıntılar halkı o kadar zorlamıştı ki 1905 yılında halk tepkisi ortaya çıktı.
Halkın ayaklanması mevcut durumu daha da kötü hale getirdi. Petersburg ve Moskova’da işçi sovyetleri kuruldu. Çar bu durum üzerine halka bir takım özgürlükler tanıdı. Bu yöntem çok da faydalı olmadı ve Çar’ın yönetim kabiliyeti elinden alındı.
İşler iyice kötüye gidiyordu, halk sefil ve aç bir şekilde yaşarken savaşlardan da bıkmıştı. Bu döneme denk gelen 1.dünya savaşı ise işi daha da sıkıntılı bir hale soktu. Hükümet tüm zor şartlara rağmen savaşa girmeyi kabul etti.
Bolşevik Hareketi
Lenin 1903 yılında Roma’da katıldığı bir kongrede devrim yaratacak düşüncelerinden bahsetmeye başladı. Bu düşünceleri destekleyen ve bir araya gelen topluluğa ise Bolşevik adı verildi. 1905 yılında olan olaylardan bahsetmiştik. Tüm dünya demokrasiye geçerken veya yönetilirlen, Rusya’da diktatörlük olması, ekonominin kötü durumda olması halkı ayaklandırmıştı.
Bu süreçte kurulan geçici hükümetin 1.dünya savaşına devam kararı ortalığı ayağa kaldırdı. Halk savaş değil barış istiyordu ve istediğini almak için kararlıydı. Bu süreçte kaçınılmaz olan iç savaş başladı.
Bu tarihlerde işçi sınıfı bolşevikleri yeteri kadar desteklemiyordu ve hükümet bolşeviklerin eylem yapmasını, gösterilerde bulunmasını yasaklamıştı. Daha sonra Bolşevikleri etkisiz kılmak için geçici hükümetin saldırıları devam etti.
Temmuz ayında işler günden güne kötüye gidiyordu. İç savaş kızışmıştı. İç savaş halinin iyice artması sonucunda Lenin ve arkadaşları hakkında tutuklama kararları çıkmaya başladı. Lenin ise bunun üzerine Finlandiya’ya kaçtı.
Yapılan bir toplantıda Troçki ve yandaşları Bolşevik Partisi’ne katıldılar ve Lenin, bu gelişme üzerine ülkeye geri döndü. Troçki o zamanların etkin siyasilerinden biriydi. 10 Ekim tarihinde yapılan gizli bir toplantıda silahlı bir ayaklanma için görüşmeler yapıldı.
Dönemin genelkurmay başkanı Kornilov komunistlerin yok edilmesi gerektiğini ve bu konuda bir müdaheleye ihtiyaç olduğunu geçici hükümete bildirdi ancak hükümet destek çıkmadı. Bunun üzerine yine de asker göndererek Petersburg’da bulunan bolşevikleri yok etmeyi amaçladı.
Ancak işler beklendiği gibi olmadı. Halk Bolşeviklere destek çıktı ve aynı sertlikte cevap verdi. Bu saldırı geri püskürtülürken, Bolşeviklerin destekçileri de artmaya başladı. Tarihler 24 Ekim’i gösterdiğinde Bolşevikler Lenin önderliğinde silahlı ayaklanma başlattı ve bu ayaklanma zaferle tamamlandı.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
2 Gün sonra Lenin’in başkanlık edeceği Sovyetler Hükümeti kuruldu. İlk olarak Troçki dış işleri bakanı olarak atandı ve alınan ilk karar 1.dünya savaşından çekilmek oldu. Bu sayede ekonominin yeniden düzeltilmesi amaçlanıyordu. Brest-litovski anlaşmasıyla Rusya savaştan çekilmiştir.
İktidar yetkisi Lenin ve arkadaşlarına geçmiştir ancak bolşeviklere karşı olan beyaz ordu bu duruma karşı gelmiştir. Bunun üzerine bi iç savaş daha başlamıştır. 1917-1922 yılları arasında süren bu iç savaş oldukça sert geçmiştir. Lenin devrimine ve kendisine ihanet eden herkesi öldürdü. Bu sayede verdiği sözlerin çoğunu da tutmayı başardı.
1924 yılına gelindiğinde Lenin hastalandı ve fazla süre geçmeden hayatını kaybetti. Bunun üzerine başa kim geçecek sorusu akıllara geldi. Troçki bu süreçte ordunun başına geçti ve Stalin’i destekledi. Ancak ilginçtir Stalin ekonomi politikasını değiştirmekten bahsetti ve bunun üzerine Troçki muhalefete geçti. 1928 yılına gelindiğinde ise Stalin, Troçki’nin tüm yetkilerini elinden aldı ve onu sürgüne gönderdi.
Lenin hükümeti ilerleyen yıllarda toprak kararnamesi ile büyük toprak sahiplerinin topraklarını ellerinden alıp halka dağıttı. Köylülerin borçları silindi, işçi ve memurlar için işsizlik sigortası getirildi. İş saatleri 8 saatle sınırlandırıldı. 1922-28 yılları arasında 5 yıllık kalkınma planı hazırlandı. Eğirim ve sağlık ücretsiz oldu.
Ekim Devrimi İle İlgili İlginç Bilgiler
Ekim devriminin tarihe geçen ve ilginç bir olayı da, çar ve ailesini kurşuna dizilmesi olayı.
kızılordu, çar ve ailesini esir tutmaktadır. Bu sırada çar ve ailesini kurtarmak için beyaz ordu’nun şehre yaklaştığı haber alınır. Ural sovyeti sorumluluğu ele alır ev idam kararı çıkartır.
İdam sırasında ilginç bir olay yaşanır: İdam mangası ateş eder, çar, karısı, tek oğlu ölürken, kızlarına kurşun işlemez!
kurşunlar sekip kızlar ölmedikçe, ateş eden askerler arasında şaşkınlık belirir.
bunun kutsal bir işaret olduğu kanısına kapılan askerler ateş etmeyi keser.
sonuç olarak yüzyıllardır çar ve ailesini aynı zamanda dini etkileri de vardır, eski çağlardan eri iktidardakiler kendilerini Allah’ın sureti,
gölgesi, vs diye yutturmakadır. askerler de geriler ve ateşi keserler.
fakat orada bulunan başka birileri kızları kafalarına nişan almak sureti ile öldürürler.
sonradan ortaya çıkar ki, çar ailesi, hazineden eline geçirdikleri elmasları kızlarını elbiselerinin içine dikmek suretiyle kaçırmak istemişlerdir.
elbiselerin içinde zırh gibi işlev gören elmaslar da kurşungeçirmez bir özellik kazandırmıştır.
ironik olarak bakılırsa, elmaslar ve güç, çar ailesine bir kaç dakika daha hayat sağlayabilmiştir.
son kez.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
Vladimir Lenin’e Ait Bir Söz: “tarihin en büyük buluşu yapılmış, proleter tip bir devlet yaratılmıştır. yeryüzünde hiçbir güç sovyet devletinin yaratılmış olduğu gerçeğini yok edemez. bu tarihsel bir zaferdir. yüzlerce yıldır devletler burjuva modele göre yaratıldı ve ilk kez burjuva olmayan bir devlet keşfedildi. yönetim aygıtımız bozuk olabilir; ama icat edilen ilk buharlı makinenin de bozuk olduğu söyleniyor. hatta hiç kimse bu buharlı makinenin çalışıp çalışmadığını bilmiyor; ama önemli olan bu değil; önemli olan buharlı makinenin bulunmuş olmasıdır. ilk buharlı makinenin hiçbir işe yaramadığını varsaysak bile, somut gerçek, bugün artık buharlı makinelere sahip olduğumuz gerçeğidir. yönetim aygıtımız çok bozuk olsa bile, onun yaratılmış olduğu gerçeği değişmez..”