Türk Adının Anlamı, İlk Kez Nerede Ortaya Çıkmıştır?

Türk Adının Anlamı

Türk kelimesi nereden gelir? Türk ne demek? Türk adı nereden gelir?

Biz Türk’üz ve kendimizi tanımlarken bu adı kullanıyoruz. Peki Türk ne demektir? Neden Türk denilmiştir? ilk kez nerede ele alınmış, nerede kullanılmıştır? Bu makalemizde Türk kavramını ele alıp geçmişe güzel bir yolculuk yapmak istiyoruz.

Türkler bilindiği üzere Orta Asya’da yaşayan ancak belirli bir yeri olmayan, çok eski bir millettir. Göçebe hayat tarzı sayesinde oldukça geniş bir alana yayılmış, çok sayıda medeniyetle etkileşime geçmiş ve tarih sayfalarında önemli bir yer edinmiştir.

Türk Kelimesine İlk Kez Nerede Rastlanılmıştır?

İlk kez Türk ismine Çin kaynaklarında rastlanmıştır. 542 yılında Göktürk birliğini göstermek ve 545 yılında Göktürk şefi Bumin’e elçi gönderilmesi münasebetiyle karşımıza çıkmıştır. 500’lü yılların ortasında ortaya çıkan bu isim günümüze kadar kullanılmıştır.

Türk adı topluluk ismi olarak ilk defa Göktürk Yazıtları’nda kullanılmıştır. Yazıtlarda bazen “Türük Budun” olarak da geçmiştir. Burada gök kelimesine ayrıca bakmak gerekir. Gök eski dilde kök anlamında kullanılır ve gök,gök yüzü, gök rengi, mavi gibi bir anlam taşır. Mavi rengi o dönemde doğuyu temsil ettiği için Göktürk’ten kastın doğu Türkleri olduğu yönündedir.

Türk ismi ile ilgili çok sayıda anlam kullanılmıştır. Birçok kaynak farklı anlamlar göstermiş olup bunun sebebinin ise Türklerin çok sayıda toplulukla etkileşimde olması gösterilir. Geniş bir coğrafyada göçebe halde yaşayan Türklerin etki alanı da geniş olmuştur.

Çin kaynaklarında T’u-küe olarak anılmıştır. Anlamı ise Miğfer demektir. İlk kez Çin kaynaklarında görüldüğünden bahsetmiştik. Daha sonra İslam kaynaklarında görülür. Trk olarak ifade edilir ve terk edilmiş anlamı taşır. Kaşgarlı Mahmut Türk isminin anlamını olgunluk çağı olarak adlandırır. 

Gyula Németh isimli tarihçi Takye kelimesinden yola çıkarak deniz kıyısında oturan adam anlamına ulaşmıştır. Pek alakası yok gibi görünse de… Arminius Vambery ve daha sonra onu destekleyen j.Denny ‘de daha çok kabul gören bir anlamı ele almışlardır. Onlara göre Türk kelimesi türemekten çıkmıştır.

Türk tarihçisi Ziya Gökalp’e göre Türk kelimesi için türeli’den yola çıkmıştır. Kanun ve Nizam Sahibi anlamına gelen türeli kelimesi W.Barthold’un düşüncesiyle de uyuşur. Uygur metinlerinde ise Türk için Güç ve Kuvvet kelimeleri vurgulanmıştır.

 
Coğrafi bir tarif olarak ilk kez Bizans dönemide rastlanılır. Bizans Türkhia olarak bahseder. Bugünkü Türkiye kelimesinin eş anlamlısıdır. Türk-iye olarak ele alındığında iye eki; yurdu, toprağı, vatanı gibi anlamlar taşır. Türkiye ise Türk yurdu, Türk Vatanı, Türk Yeri gibi bir anlama gelmektedir. Anadolu’da 12. asırdan itibaren Türkiye ismi kullanılmıştır, Avrupa ise Turcia olarak adlandırır.
 
 
 

Türk Adı ve Geçmişi İle İlgili Rivayetler

Türkler birçok toplulukla etkileşim halinde olmuşlardır, bu sebeple birçok kaynakta bu isme rastlamakta mümkündür. İsrailiyat kaynaklarından olan Tevrat kaynaklarına göre Türkler Nuh neslindendir. Türkler, hz.Nuh’un 3 oğlundan Yafes’in torunudur. Bazı kaynaklara göreyse sadece Yafes’in soyundandır ibaresi geçer.
 
Diğer bir kaynak ise Arap kaynaklarıdır. Çin’den sonra en eski kaynak olarak gösterilir. İslam öncesi cahiliye devri olarak adlandırılan dönemde bazı şairlerin divanında geçmektedir. Daha sonra ise bir hadiste Türkler size dokunmadıkça onlarla sulh içinde yaşayın.” diye bahseder. Sahih hadis olup olmamasından ziyade o tarihte Türk adının geçmesi asıl meseledir.

Diğer bir Arap kaynağında da, Türkler Yecüc-Mecüc seddinin arkasında terk edilmiş bir kavim olduğundan veyahutta Yafes’e düşen toprak sahasının insandan yoksun, terk edilmiş bir durumda olmasından dolayı Türklere “Terek” adı verilmiş ve zamanla “Türk” adının buradan geldiği kabul edilmiştir.

İslam kaynakları aynı zamanda İran rivayetlerini naklederken de “Türk” adından bahseder. Hükümdar Farüdün ülkesini üç oğlu Sarm, İrac ve Turac arasında bölüştürdü. Ortaya çıkan taht kavgalarında İrac diğer kardeşleri tarafından öldürüldü ve İrac’ın yerine geçen oğlu Manüçithra babasının intikamını almak için Türk ülkesine giderken Turac’ın neslinden Afrasyab ile karşılaştı ve savaştılar. Bu savaşlardan sonra iki ülke arasında sınır ok atarak belirlendi ve bir İranlı tarafından Teberistan’dan atılan bu ok “Ceyhun-Amu Derya Nehri” üzerine düşmesiyle bu nehir iki ülke arasında sınır sayıldı bundan böyle İran rivayetlerinde Türk ülkesinden “Turan”, Fars ülkesinden de “İran” tabirleri ile bahsedilmiştir.

Göktürk Yazıtlarında da “Türk” adı şöyle geçer:
Türk milletinin, adı ve ünü yok olmasın diye, Babam Kağan’ı, Annem Hatun’u, yükselterek (tahta çıkarmış olan) Tanrı!

Sonuç Olarak

Türkler Çin’den Arabistan’a ve oradan Doğu Avrupa’ya kadar birçok alanda adından söz ettirmiştir. Adının anlamı güç, kuvvet, türemek, terk edilmiş yer gibi birçok manayı barındırır. Güç ve kuvvet askeri yönünün etkili olduğu yerlerde öne çıkarken, türemek kısmı türeyiş destanı gibi destanların uzantısı ve Türklerin yayılmasıyla öne çıkar. Terk edilmiş yer ise Orta Asya’nın terk edilmesi ile alakalı olabilir.
Kaynakça:

ANADOL, Cemal – ABBASLI, Nazile – ABBASOVA, Fazile, Türk Kültür Ve Medeniyeti, Türkiyem Dergisi Yayınları.

BAYKARA, Tuncer, Türk Adının Anlamı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 1998.
Türk, Türklük ve Türkler, IQ Kültür ve Sanat Yayıncılık, Ankara 2006.

ERCİLASUN, Ahmet Bican, Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara 2004.

GOLDEN, Peter, Türk Halkları Tarihine Giriş, “Orta Çağ ve Yeni Çağ’ da Avrasya ve Ortadoğu’ da Etnik Yapı ve Devlet Oluşumu”, çev. Osman Karatay, Karam Yayınları, Çorum 2006, s. 126-128.
HUNKAN, Ömer Soner, Orta Asya’ da X ve XIII. Yüzyıllarda Türk Adı Üzerine Bazı Kaynaklar, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Sayı 2, Ankara 2005.

KAFESOĞLU, İbrahim, “Tarihte Türk Adı”, Türkler C.1, -ed. H.Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca.- Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2006, s.308-318.
Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayınları, İstanbul 1997.
KAŞGARLI MAHMUD, Divanü Lugat’it – Türk, yaz. Besim Atalay, Alaeddin Kıral Basımevi, Ankara 1943, s. 674.
KOCA, Salim, Tarihte Türk Adı, Türk Yurdu Dergisi Sayı 308, Nisan 2013.
ORKUN, Hüseyin Namık, Türk Sözünün Aslı, TDK Yayınları, Ankara 2004.
ÖGEL, Bahaeddin, Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul 1980.
SİNOR, Denis, “(Kök) Türk İmparatorluğunun Kuruluşu ve Yıkılışı”, Erken İç Asya Tarihi, çev. Talat Tekin, İletişim yayınları, İstanbul 2002.